Duygularımızın yaşamımıza devam etmemizi sağlayan çok önemli bir işlevi var. Hangi duyguyu yaşadığımızı fark etmek ve bu duyguyu kabul etmek, gelecekte karşılaşabileceğimiz durumlarda vereceğimiz tepkileri düzenlememize de yardımcı olur. Bazen üzüntü, kaygı, kızgınlık gibi zorlayıcı duyguların hissedilmesi korkutucu bulunabilir. Özellikle bir çocuğun bu duyguları yaşaması, anne baba için hemen geçiştirilmesi gereken bir durum olarak görülebilir. "Üzülme, korkma, sinirlenme, kaygılanma..." gibi ifadelerle süreci kontrol etmeye çalışabilir ya da “üzülecek, kaygılanacak, sinirlenecek bir şey yok" yanıtıyla çocuğun deneyimini inkar edebilirler. Çocuğun zor duyguları ebeveynin de içinde bazı duyguların oluşumunu tetikleyebilir ve bu duyguları reddederek çözüm bulma arayışı başlar.
Bu duygulara ilgi gösterdiğimiz zaman, belli süre bizimle nasıl ilişki kurduklarını anlamaya çalıştığımızda korkutucu oldukları algısı değişebilir. Kaçtığımız duygular, kendilerini hatırlatmak için her yolu denerler çünkü kendimizden kaçamayız, onlar her zaman içimizde olan doğuştan sahip olduğumuz biyolojik devrelerdir. Deneyimlerimiz ise yoğunluklarını belirler. #duygular #dayanıklılık #çocukpsikolojisi #annebabaçocuk #çocukpsikoterapisi #ilişkiselsinirbilim
Comentarios